Heyecan.

Dream.

Geçen perşembe günü evimden çıkıp bizim b*ktan sokaktan kulağımda ipod durak'a doğru yürüdüm.Ağaçlardaki yapraklar daha bir yeşildi .Belkide kendimi kandırıyordum.Ama yine de öyleydi işte.Belki de dinlediğim şarkının ruh haline göre hareket ediyodum..dövme seansım bittikten sonra beyoğluna doğru yürümeye başladim.Ve hala biraz hastaydim bir elimden düşmeyen selpak diger elimde çantam!Yürürken kolumun dövme yüzünden acıcık acimasi hoşuma gidiyordu.Sonra bir eskicinin vitrinindeki eski eşyaralara takıldım.ipod'umda ( Nouvelle vague - Dance with me ) çalarken bir an kendi klip'imi çekiyomuş gibi hayale kapıldım.O kadar eylenceliydiki sabaha kadar vitrine bakabilirdim.Şarkı bitince büyü bozulmuştu sanki.Herşey eskisi gibiydi.Yada baştan beri kendimi kandırmıştım.Bunu bir arkadaşımla görüştükten sonra anladim.O kadar farklı kafadaydıki o.(alışveriş,saçı,okulu vs ) Sonra kendimi düşününce kendimi salak gibi hissettim.Yine de böyle olduğum için çok mutluyum.

Hastalik.

Hastalik hastalik.daha askerden yeni gelmişken 15 ay boyunca sivas gibi bir yerde hasta olmazken istanbul'da 3 hafta sonra yataklara düştüm.hayatimda hiç bu kadar hapşurmamıştım ayol.Ve bütün gün elinle beyaz mendillerle gezmek hiç eylenceli değil.grip bu aralar çok yayginmiş.Kiminle konuşsam hasta.hem bugün 1 çekimimede gidemedim :/.Neyseki şimdi buraya yazi yazacak kadar iyiyim.Az önce koca bir tabak mercimek corbasi hüplettim.Bu yaziyi bitirdikten sonra duşa girip ordan yatağimi ısıtmakla meşkul olacağğğim.Hatta benm kenke'nin bana tavsiye ettiği A Clockwork Orange - [1971] filmini izliyeceğim.Hastalikla başlamak istemezdim amma velakin hayat şartları bu olsa gerek.mak muk.